Negatif Enerjiyi Temizleyin! | Aromaterapi İle Enerjinizi Dengeleyin

Negatif Enerjiyi Temizleyin! | Aromaterapi İle Enerjinizi Dengeleyin

Tozun biriktiği her yerde negatif enerji de birikir. Dolap arkaları, yatak altları gibi karanlık ve ışığın girmediği bölümlerde ise durağan bir enerji oluşur. İşte evinizi “negatif enerji”lerden temizlemek için yüzyıllardır Anadolu’da yapılan uygulamalardan bir kaçı.

Enerji temizliğinden önce mümkün olduğu kadar evinizi temizleyin, tozlu, dağınık alan bırakmayın.

Yüksek titreşimli adaçayı, düşük titreşimleri uzaklaştırır, kötü enerjiyi temizler. Eskilerden günümüze kadar gelen en yaygın kullanılışı tütsü olarak adaçayı bitkisinin yakılmasıdır. Uygun bir kasede birkaç dalı yakın ve söndükten sonra çıkan dumanı evinizde gezdirin. Işık girmeyen bölümleri unutmayın.

Geçmişten günümüze Türk evlerinde uygulanan bir diğer gelenek ise üzerlik yakılmasıdır. Adaçayı gibi üzerlik tütsüsünün de nazarı kovduğuna inanılır.

Negatif enerjiyi çeken kaya tuzunu mümkünse evin giriş kapısına yakın bir yere kase içinde koymalısınız. Saf tuzun, enerjiyi üzerinde toplayarak ev halkını koruduğuna inanılır. Koyulan tuzun düzenli olarak değiştirilmesi gerekir. Burada önemli olan hafta boyunca enerjiyi toplamış tuzun çöpe değil tuvalete atılmasıdır.

Evin içinde ve balkonlarda yetiştirilen çiçekli ve yeşil bitkiler eve taze enerji çekerler. Sivri yapraklı ve aşağıya doğru sarkan birkileri tercih etmeyin.

Gül, bizim inancımızda çok önemlidir. İnsan ruhunu, güzellkleri temsil eder. Gül kokusu sevgi ve mutluluk duygularını arttırır.

Ofiste ve Evde Aromaterapi

Son yirmi yılda yaşantımıza girdikleri halde, doğduğumuz günden beri hep varmış gibi hissettiğimiz birçok eşya, gıda, ürün ve teknolojik alet var artık hayatlarımızda.

Kırklı yaşlarının sonu veya ellilerinde olan kuşak için bilgisayar, üniversitede seçmeli ders olarak gördüğü, seksenlerin sonunda iş hayatı ile hayatına yavaş yavaş katılıp, doksanların sonunda, internetin bireysel kullanıma geçişiyle de hayatına tümden yerleşen bir şey oldu.

Evimize telefon bağlatabilmek için senelerce beklemeye alışık olan bizler, internet olmayan veya telefonunun çekmeme olasılığı olan ortamlarda nefes alamaz olduk. Ulaşılamamak ve ulaşamamak belki, ama esas olarak oyuncağımız elimizden gidince kendimizi nasıl oyalayabileceğimizi unuttuk; onlar olmadan ne yapacağımızı bilememekten korkuyoruz galiba…

İşin iyi yanından bakarsak, her ne kadar eskiyi özler görünüp ona övgü düzsek de, teknolojinin bilgiye ulaşmak için verdiği imkânın paha biçilemez olduğunu düşünüyorum. Evet, ansiklopedilerden bilgi aramak bulmak güzeldi ama artık bilgi her gün yenileniyor ve buna anında ulaşabilmek çok ama çok değerli.

Kötü yanı ise, gerçekten de kötü… Tüm bunlar olurken zehirleniyor, hücrelerimiz ölüyor, DNA’mız değişiyor, hem ruhsal hem de fiziksel olarak yavaş yavaş hasta oluyoruz aslında.

Vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz iş yerlerimizde, özellikle de akıllı binalarda, her adımımızda üzerine bastığımız elektrik kablolarından, data hatlarına, çevremizi saran 3G ve telsiz telefonlardan aldığımız radyasyona öyle öyle şeylere maruz kalıyoruz ki; evimizde sabah uyandığımızda yüzümüzü yıkadığımız ağır metal içeren musluk suyundan, dişimizi fırçaladığımız, bulaşık deterjanı ile aynı içerikle üretilmiş diş macunlarına, pet şişelerden içtiğimiz molekül yapısı bozulmuş sulara kadar…

Daha temiz bir ortamda nefes almak için kullanılan ama her nefesimizde bizi zehirleyen temizlik ürünlerine, genetiği değiştirilmiş, antibiyotikli, hormonlu, tek tek zararsız olduğu iddia edilen ama hem tek başına hem de yarattığı kokteyl etkisi ile tümden zararlı olan katkı maddeli gıdalara ve hatta tüm bunları biraz olsun dengelemek için, bari vücudumuzu alkali hale getirelim diye sabahları içilmeye çalışılan ve aslında asetik asitle geceden sabaha 24 saatte üretilmiş ve iyice asidik hale gelmemize neden olan marketlerde satılan elma sirkelerine kadar…

Çok radikal bir şeyler olmadıkça, istese ve dilese bile, hiç kimse için işini, evini ve hayatını tümden değiştirmek kolay ve olası değil… O yüzden de yapmamız gereken var olan şartlar içerisinde neler yapabiliriz diye bakmak sanırım.

Ofis hayatının içinde neler yapabiliriz deseniz, en ama en önemlisi, cep telefonu, laptop, elektrik kabloları vb. maruz kaldığımız zararlı elektromanyetik enerjiyi temizlemek yani topraklanmak, bunun en doğal yolu tabii ki ayağımızı çıplak ayak toprağa, çimene basmak veya temiz bir denize girmek. Peki bizler büyük şehirlerde neler yapabiliriz? Rafine olmamış kaya tuzu, soğuk sıkım tohum yağları ve uçucu yağlar ile hazırladığımız Arındırıcı El Ovmasını, gün içerisinde kuru olarak avuç içi, akşamları ise yatmadan önce hem avuç içi hem de ayak tabanlarımızı ovarak uygulayabiliriz.

Kalabalıklar içerisinde olduğumuzdan, virüs ve bakterilerin vücudunuzda yer etmesine engel olmak için nane ve okaliptüs uçucu yağlarının antivirus ve antibakteriyel etkisinden yararlanmak için bu yağları koklama kutularına damlatarak gün içerisinde koklayabilir veya greyfurt uçucu yağını içimize çekerek düşen enerjimizi kuvvetlendirebilir, canlanıp, enerji kazanabiliriz ya da konsantrasyon, odaklanma ve yine canlanma için kahve yerine biberiye yağı koklayabiliriz. Kalbimizi kuvvetlendirmek, içimizi ferah tutmak için kalbin yağı olan gül yağını koklayabilir veya gül uçucu yağı içeren 4.çakra yağı karışımından sürebiliriz. Daha daha, % 100 doğal fermantasyon sirkelerden tüketebilir, bulaşığımızı kastil sabunlarla yıkayıp, çamaşır ve bulaşık makinalarımızın parlatıcı ve yumuşatıcı gözlerine sirke koyabilir, tüm kimyasal temizlik malzemelerini hayatımızdan çıkarıp, arap sabunu, sirke, karbonat ve borakla evimizi ve iş yerimizi temizleyebileceğimizi, böyle de temiz olabileceğini içimize sindirip, diş macunları yerine karbonat, kaya tuzu ve yine doğal fermantasyon sirkeler ile hazırlanan diş temizleyiciler kullanabiliriz.

İstedikten ve ilk adımı attıktan sonra bunlar gibi küçük, basit, kolay ama etkili onlarca şey daha yapabiliriz. Maruz kaldıklarımızı değiştiremiyorsak en azında beraberce etkisini azaltalım.

Bugün sizlere aromaterapiyi gündelik hayatta kullanmanız için basit önerilerim olacak. Esansiyel yağları her türlü zihinsel ve fiziksel konforunuz için nasıl kullanacağınızın ipuçlarını beraber tutacağız. Yaşadığımız mekanları temiz, güzel kokutarak, vücudumuzu temiz ve güzel kokutarak sağlığa giden ilk yolu atarız. Kokuların sağlık terapileri amacıyla kullanıldığı başlıca bilim dalı olan aromaterapinin gündelik hayattaki uygulamaları ise sanıldığı kadar zor değil.

İşte gündelik hayatınızda kullanabileceğiniz öneriler

Evinizde Aromaterapi

Yatak Odası

Uyuduğumuz, rüya gördüğümüz, aşk yaptığımız, kendi içimize döndüğümüz mekan olarak yatak odamız özel bir ilgi ve bir miktar da yaratıclığı hak ediyor. Zevkimize göre dekore ettiğimiz yatak odamızı temiz ve derli toplu tutmak da yatak odamızın kafa dinleme ve gölümüzce eğlenme yeri olmasında önemlidir. Aromaterapiyi yatak odalarımızda kullanmak iyi bir ruh hali yaratmanın en hoş yoludur diye düşünüyorum. Hoşunuza giden bir esansiyel yağı, yastık spreylerini, oda parfümlerini ve moodblendleri kullanarak da yatak odanızda hoş bir ambiyans yaratmanız mümkün. Kokusunu beğendiğiniz esansiyel yağdan ya da moodblendden bir iki damlayı saf su dolu bir sprey şişesine ekleyerek bu karışımı havaya, halılara, yastıklara, örtülere ve perdelere sıkabilirsiniz. Leke oluşmasını engellemek amacıyla yağ miktarında dikkatli olmakta fayda var. Hangi durumlar için hangi yağları kullanmalısınız.

Stres, kaygı ve endişe durumlarında anti depresan özelliklerinden dolayı neroli, portakal, bergamot, gül.

Partnerinizi baştan çıkartmak için ylang ylang, yasemin, sandal ağacı, gül.

Rahatlamak, iyi bir uyku için Roma papatyası ve lavantayı kullanabilirsiniz.

Eğer nezle ya da gripten şikayetçiyseniz aisha aromapotlarınızın içine nefes açıcı Solunum açıcı moodblend’i yada bir damla teatree ( hint defnesi) bir damla okaliptüs damlatarak odanızda bırakabilirsiniz. Bu karışımlar hem üst solunum yollarında yerleşen mikro organizmalara karşı savaşır hem de solunumu açar. Aynı karışımı temiz bir pamuğa damlatarak yastığınızın yanına bırakarak da kullanabilirsiniz.

Aşkı Koruma ve Baştan Çıkarma

Her canlı organizma gibi aşk ilişkisi de özenle beslenmelidir. Aşkın ilk ateşini yaşarken filizlenen romantizmi beslemek için zaman ve çaba harcamak gereklidir.

Uzun süreli ilişkilerde bir zaman sonra gündelik hayatın koşuşturmacası içinde unutulan bu değerle basit bir kaç özenli davranışla çözümlenebilir. Sabah işe giderken bir öpücük, akşam yastığın üzerinde küçük bir buket. Bütün bunların üstüne bir de aromaterapinin birlikteliği besleyen büyülü ve gizemli tarfileri eklenince aşkın büyüsünü tüm çevrenizi saracak.

Oturma Odası

İşten dönülen yorgun bir günün sonunda, neşeli bir dost toplantısında, eşinizin kolları arasında kanepede, oturma odamız ne çok duyguyu barındırıyor Evrendeki her şey enerji olduğuna göre tüm duygular da hayatımızda enerji olarak yer alırlar. Oturma odamızın arada sırada bu enerjilerden de temizlenmesi gerekir.

Temizlenme

Temizlenme kavramını düşündüğünüzde aklınıza ya vücut ya da mekan temizliği gibi sıradan günlük işler gelecektir. Ancak temizlenmek için bundan daha fazlası gerekmektedir.

Temizlenme zihindeki endişe ve olumsuz düşüncelerden oluşan örümcek ağlarını süpürüp atmayı ve ruhu arındırmayı da içerir. Dahası vücudumuz söz konusu olduğunda bedensel kimliklerimizin dışı kadar içini de göz önünde tutmamız gerekir. Temizlenme kötü beslenmenin, egzersiz eksikliğinin ya da başka kötü alışkanlıkların stres ve çevre kirlenmesi kuşatması altındaki vücutlarımızda yol açtığı zararın bir kısmını gidermektir.

Siz de aromapotlarınıza damlattığınız birkaç damla esansiyel yağ ile bu enerjileri dengeleyebiliisiniz.

Enerji temizleyici yağların başında misk adaçayı ( clarysage) , servi, ardıç ve sedir ağacı gelmektedir. Enerji, tazelik ve canlılık için misket limonu, limon, yeşil nane, sedir ağacı gibi esansiyel yağları kullanabilirsiniz. Hiper aktif miniklerin vahşi enerjilerinin dengelenmesinde de Roma papatyası ve lavanta çok uygundur.

Kış aylarının misafirperver havasını pekiştirmek için dostlarını çağırdığınız bir akşamın başında 2 dm. tarçın, 2dm. karanfil ve 6 dm. tatlı portakal esansiyel yağlarından oluşan karışımı aromapotunuza ya da şöminenizda yakacağınız odunlarınızın üstüne damlatarak mekanı daha samimi ve sıcak bir hale getirdiğiniz gibi yemek, sigara kokularının da önünü almış olursunuz.

Balık, soğan ve sarımsak kokularının önüne geçmek için çam, sedir ağacı, servi, limon, okaliptüs yağlarından hazırladığınız karışımı bir beze dökerek mutfak tezgahınızın üstünü silebilirsiniz.

Kendinizi iyi hissetmeniz iyi bir yaşam vaadini içerir.

Ve bu iyi yaşam sadece maddi zenginlik anlamında değil, kendinden memnuniyet, sağlık, dinçlikle geçirilen bir yaşam demektir.

Her yeni günden zevk almanız dileğiyle…